Kayıtlar

Mart, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ölüm ansızın gelmez, insan beklemeyi unutur.

Bu yazıda çok tehlikeli bir şeyden bahsedeceğim. Karanlığın en koyu tonundan, benden. Bir şekilde beni seven her insanı buna pişman eden biriyim. Pamuk prenseste ki kötü kraliçe gibi kalpleri yerinden söküp sonra onları afiyetle yiyorum. Kırıldığım zaman beni kıran kişi kim olursa olsun onu paramparça ediyorum ve kendi kurtlarımın önüne atıyorum. İtiraf etmeliyim ki bundan çok büyük zevk alıyorum. Sevdiğim insanın, sevmediğim insanın zarar görmesi, kendinden vazgeçmesi, parça parça olması bana büyük bir zevk veriyor. Melek yüzlü bir şeytanım tamamen.  Bir kere beni sevdiniz mi ? Ah işte şimdi yandınız. Çünkü sizi çeşitli işkenceler bekliyor. Kurtulamayacağınız bir lanet var artık peşinizde. Bugün'ün Laneti.

Kendi eserimizdir hayal kırıklıkları...

Resim
 Sana kırgınım, kızgınım.. Kısa bir an için mutlu etmek için söylediğin o büyük yalanlar içinde boğuluyorum ben. Açıklanınca yalan olduğunu anladığım, kandırıldığımı gördüğüm her yalan beni daha fazla içine çekiyor. Ben artık istemiyorum, mutlu rolü yapmaktan yoruldum. Her şeyde bir yalan bulmaktan sıkıldım artık. Yalanları toplamak çok zor geliyor bana. Toplanıp tekrar başarabilmek çok zor geliyor. Zorlanıyorum artık inanmaktan, her adımda yeni bir duvara çarpmaktan zedelendi ruhum. Güvenimden geri kalanları bulamıyorum, yaptıklarını telafi edemiyorum. Ben içimde seni affedemiyorum, ben artık dışımda da seni affedemiyorum. Affetme yetimi kaybetmiş olabilir miyim ? Affedebilmeyi bilmeyen bir insan nasıl devam edebilir ki yaşamaya. Son zamanlarda duyduklarıma nasıl inanacağımı bilmiyorum. Nasıl toplayacağımı bilmiyorum. Seni affetmeyi başaramıyorum. Olanlardan sonra ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Sadece kalbime batan hayal kırıkları kaldı ve canımı acıtıyorlar.    Aylar sonra dön