Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bende ki aşk değil ibadet Elleri sevdi nihayet Ben ebedi saadetten kovuldum..

Resim
  Kızıl artık hiç bir sosyal mecra da olmayacak.. Sebebini anlatayım mı sana okuyucu ? Tükendim.. Şimdi gel dese nerdesin diye sormam onu bulurum. Demiyor tükendim.. En huzurlu uykularım onun yanındayken uyuduklarımdı. Ve bir hiç yüzünden gitti. Değdi mi gittiğine ? Gerçekten merak ediyorum.. Gittiğine değdi mi ? Huzursuz uykularıma değiyor mu ya da gerçekten. Gitmeyecek gibi gelmeye gerek var mı ? Ya da hiç sevmemiş gibi gitmeye.. Emin olacağım hiç tanışmamış gibi olduğumuza. Görmeyeceğim artık ve susturacağım kalbimi de dilim gibi bir gün. Seni yok edeceğim işte. Bugün sen hayatına devam edebiliyorken benim gözyaşlarım sana akıyorsa yarın benim için yeni bir gün olacak... Sensizliği öğreteceğim adım adım kendime. Hayaldi diyeceğim ve geçeceğim. Ben sevdiklerimi hep kalbimde sakladım ve bırakıp gitmedim yarı yolda. Gittiğin için gideceğim bende. Hiç sevmemiş olduğun gibi gideceğim. Kokunu özleyerek gideceğim. Yine kendimi kandırıyorum. Ben bütün kimsesizliğim d

Her nefes alışında son buluyor hayat..

Resim
 Mutsuzlukla alıyorum nefeslerimi artık.  Her nefeste biraz daha ölüyorum..  Sebep  yok veya sonuç yok ellerimde , hep istediğim yerden öyle uzaklaşmışım ki şimdi ne yapıyorum ben diyorum. Benim burada ne işim var ? Bu meslekte ne işim var ?  Canımı veririm dediğim adam olmadan yine başka bir şehirde napıyorum ben ? Onu her gün özlerken nasıl başka insanlarla konuşup muhabbet edebiliyorum. Hayata nasıl devam ediyorum ben, hayallerini bırakmış bir kız çocuğu var karşımda.. yapamıyorum artık. Her nefeste biraz daha ölüyorum.

Sen kokuyor, caddeler şimdi..

Resim
   Saat 21.43 Elmadan gelen bir mesaj  - Kızıl, Ankaralı Adana da. Kalbimden o an binlerce duygu geçti. Öfke, özlem, kıskançlık. Hepsi birden hücum etti kalbime. O anı anlatacak kelime yok sözlüklerde, o halimi anlatacak olan her söz bir diğeri kadar anlamsız. Adana'ya geldi ve ben bunu Elmadan öğreniyorum. Ağladığımı fark etmiyorum bile  annem söyleyene kadar. Ne oldu diyene kadar anlamıyorum belki ne olduğunu. Söylediğimde bana ' Biliyorum beni aradı anneler günü için. ' diyor. Anlıyorum ki bir tek benim haberim yok. Anlıyorum ki bir tek ben sesini duyamadım çok sevdiğimin, uğruna öldüğümün. Ağlayarak uyuyorum gece. Ve pazar gecesi gözyaşları ıslatıyor yastığımı.     Ve bu  sabah. Yani pazartesi sabahı. Gözlerim acıyor uyandığımda. Gözlerim ona ağlıyor yine sessiz sessiz. Biraz dışarı çık diye yolluyor annem evden. Öylece dışarı çıkıyorum. Issız, kimsesiz biri gibi sokaklara atıyorum adımlarımı. Karşılaşma ihtimalimiz varsa bile bir daha onu görmemek için, yine

Ve bu kadar sokak, bu kadar cadde aramızdayken, sen öyle güzel gülüp de sarılamayınca ben, kalbime sıcak asfaltlar dökesim geliyor.

Resim
   Günlerden bir gün ben yine sana düştüm. Seni attı kalbim bir an. Yine bugün özlediğimi farkettim. Elimden pek birşey gelmiyor. Özlemek dışında yapacak başka bir şeyim yok biliyorum. Ara sıra resimlerimize bakıyorum, hepsi birbirinden güzel resimler. Ve düşünüyorum nasıl bu hale geldik diye. Seni benden ayıran şey neydi ? Nasıl oldu da ayrılık rüzgarları bize de esti. Oysa hiç bırakamazdın beni, hele ki ben sensiz bir hayatı düşünemezdim  bile. Nasıl oldu da böyle parçalandık birbirimizden. Benim parçalarım sende kaldı, senin parçaların bende.. Birbirimize o kadar sıkı sarılmışız ki bir bütün olmuşuz. Önce bir bütün haline gelip sonra parçalanmayı nasıl başardık.     Aklıma sözlerimiz geliyor.Birbirimize  söylediklerimiz... Sen gidersen ben hiç yaşayamam kartanem derdin. Şimdi nasıl yaşıyoruz bu kadar ayrı. Aramızda bunca mesafe varken ben nasıl nefes alabiliyorum sensiz ? Gününün nasıl geçtiğini anlatmadan uyuyamazdın sen. Şimdi kime anlatıyorsun neler yaptığını. Kim tamamlıyor b

Ayrılığı yazdırmak insana yapılan en büyük bencilliktir

Resim
    Hangisi daha zor ? Yaşamak mı yoksa ölmek mi ? Ölüm bir bilinmezlik bana göre. Sonrasında ne olacak kimse bilmiyor. Dini olarak değil elbette, düşünsene ölüyorsun ve sonrası nasıl olacak bilmiyorsun. Bir daha rüya görebilecek miyim ölünce ? Seni tekrar görebilecek miyim ? Yaşam daha kolay desen oda aynı bilinmezlik aslında. Yarın ne olacak hangimiz biliyoruz ? Sen gelecek misin yarın bilmiyorum mesela. Bundan sonra ki hayatımda gelecek misin yine yanıma bilmiyorum. Yokluğunun bende yarattığı boşluktan kurtulabilecek miyim ? Acı peki.. Acın dinecek mi ?     Gidişinle beni yıkan en büyük şey seni artık göremeyecek olmamdı. Bir daha sana dokunamayacak olmam. Beraber dinlediğimiz şarkıları bir daha aynı duygularla dinleyemeyecektim. Sesinden duymuştum mesela bir şarkıyı. Şimdi nerede çalsa kahroluyorum. Oradan uzaklaşmak istiyorum hemen. Bir daha duymak istemiyorum. Sen değilse söyleyen, bana işkence gibi oluyor o şarkı. Sen olsan söyleyen ne yaparım diye düşünüyorum. Sana çok yakı

Kararlar.. Büyümek zor iş.

Resim
Lise arkadaşlarımın bir çoğu yurt dışında eğitim başlığı altında ülkeden uzaklaşmaya başlıyorlar. Kızıl'ın en büyük dertlerinden biri bu. '' Arkadaşlarım benden uzağa gitsinler istemiyorum. '' diye ağlayan biriyim sonuçta. Her neyse Şeftali gidiyor şimdi de. Amerika'ya gidiyor birde, hemde en iyi okullarından biri olan Penn'e gidiyor. Ağlamaklı bir ruh halindeyim bu yüzden. Nasıl benden bu kadar uzaklaşırsın diye ciğerlerimi söktüm ama nafile. Artık çok geç ve bütün bencilliğime rağmen onun için en iyisi bu olacak biliyorum, susuyorum. Beş koca yıl boyunca aynı sırada oturduk. Beraber kopya yazdık sıramıza, beraber çalıştık, didindik. Önce onu Hacettepe Tıp Fakültesi'ne gönderdim kendi ellerimle, tercihlerine ben yazdım. Şimdi ise yine Penn'e göndereceğim. Hemde bu bizim birlikte yapmak istediğimiz bir şeydi. Yurt dışında bir sene okumak istiyorduk ikimizde.. Şuan nasıl yapsam beni beklemesini sağlasam diye düşünmüyor değilim hani.. Ama benc